Nihayet sonsuz zamanlardan sonra, Devr¬-i Aşk’tayız. 2012 başlangıçtır. Bundan sonra Devir-, kalbin devri, son söz kalbin sözüdür. Devir, kendiliğine, insana, varlığına ve Ol’uşa, hasbihalde Aşk Devridir. Aşk; saf bilinçlerin Altın terazisinde tartılabilir… Ve sadece Aşk Ol’An İnsan, Aşk’ı yaşayabilir ve Aşk’ın Hak’ını, Hak edene verebilir. Ne Mutlu Bize!
GÜÇ EŞİĞİ
Güç Eşiği; iki realiteyi birbirinden ayıran, sonsuz bir uçurumun üstüne kurulmuş, dar ve uzun manalar köprüsüdür Köprü subjektif algımıza göre yapılanmakta ve kendini yaratmaktadır.Ne isek O Ol’duğumuzda, köprünün üzerinden yollar peydah olur yüksek Alemlere bağlanan ve cenneti yeryüzüne indirdiğimiz ve cenneti burada yaşabildiğimiz. Bu nedenle insan bir kapıdır; her konuştuğunda, düşündüğünde ve söylediğinde, cennet veya cehennemlere açılan.
KENDİN OL’MAK
İçinden sana bakan Sonsuzun Gözlerini göreceksin…..Tüm ihtişamıyla Evrenlerin harelerinde titreştiği ve nabız gibi attığı karanlık koyu bir çift Göz sana bakıyor olacak….Ve sen Sonsuz Göz’de, kendini bilmediğin zamanlardan beri ilk defa huşu içinde huzura demirleyeceksin ve seyredeceksin. Ve O’da nihayet kendini sende seyre dalacak…..
MERKEZLENMEK
Merkez nokta varlığın, kendisidir. Bu tıpkı bir çemberin merkez noktasında Ol’mak ve çeperlerini yitirmek gibidir. Çeperleri sonsuzlukta kaybolan diğer noktalarla yeni girişim desenleri oluşturabilir ve tüm oluşan desenleri çemberinin sonsuz çeperlerinde hissedebilir ve varlığının kalbine akıtabilirsin. Keşfedebilirsin.
TOPRAK-DENGE
Denge; Işığımızı, bilinçli olarak dünyaya işlerken ve dünyayı bilinçli olarak cennete yükseltirken, ne dünyadan ne ruhtan vazgeçmektir. Her seferde bir adım dünyaya, bir adım cennete adım atabilmektir. Bir nefes cenneten, bir nefes dünyadan alabilmektir. Denge; varlığın kendinde bütün olmasıdır ve kalbine yapacağı içsel Yol’culukla gerçekleşebilir.
YAŞAMIN YASALARI
İnsanlığın bilincindeki aşılması en zor ve en büyük eşik, tüm sanrıları ve ayrılığı yaratan UÇURUM; etrafımızda bizden başka bir şey varmış yanılgısındadır. Güç ve teknik burada gereklidir. Dışardan içeriye bakabilmek; bilinçteki çok büyük bir uçurumu aşmayı gerektirir. Bu devrimseldir. Kendi içsel gerçeğimize bakabilmek, gözlerimizi içeri çevirebilmek, tekamül ve ÖZ ile ilgilidir. Bu ise tasavvufun aynalar evrenindeki aynaları fark edebilmek ve her Aynadan bakanın sen (bakanın kendisi) Ol’duğunu bilebilmektir.
YAŞAM USTASI
Ya kendinizsinizdir yada değil. Ya yaşarsınız yada yaşamazsınız. Ya Ustasınızdır ya da değil. Aslında her şey çok BASİTtir. Basit Ol’Anı sadece ve sadece fazlalıklarını atarak sadeleşen USTA’nın Gözü görebilir, Kalbi bilebilir. “Sıradan, sade ve basit Ol’mak, Usta için sıra dışı bir durumdur.”
PSİŞİK YETENEKLER, BİLGELİĞİMİZİN İFADESİDİR
Ustan’ın yeteneği An’da tecelli eder ve usta yeteneğini bilgece kullanır. Usta Ol’An; kendisi Ol’An Bütünün hayrına, başkalarının mucize olarak gördüğü yeteneği bilgece kullanan ustada tecelli eden O’ndan başkası değildir. İnsanın her zamankinden daha sade, basit, farkındalıklı, kararlı, asil, derinlikli, paylaşımcı, destekleyici, hoşgörülü ve kendini sevgi temelli yeni yaşama kalben odaklamış olarak yaşamasının hayrına Ol’duğu zamanlardayız. İmanımızı, bilişimizi, hissedişimizi dengemizi ve yaklaşmakta Ol’An ve O Ol’An yeninin VİZYONUNU özenle korumalıyız.
Akmak ki kılacak seni hayattar. Ve Hayat’da.
HAYATLARI VAR EDEN, ki yaşamın bittiği kiremit çalılarının hercai duruşunda kendini sevinçten kaybedebilecek kadar küçülendir. Küçüklüğünden susacak bütün materyalistliğin ve sonsuz bir huzur kaplayacak içini. O An’da kevgir gibi olacaksın içinden süptil rüzgarların bilinmeze estiği. Ki üfürsün seni rüzgarlar Sonsuz Şimdi’nin enginliğinde yeni bir derinliğe ve genişliğe Yeni bir hayat bulacaksın, An’da bir kez daha “O” Ol’acaksın, HAYATTAR kıldığın BAKIŞIN kıvamında, ki Bakışın titretiyorsa, Can Üflendiğin Alemleri
Bağışlamak ve Kendimizi Sevmek
“İnsan; kendisini Ol’muş Ol’duğu, Ol’acak Ol’duğu ve Ol’uyor Ol’duğu haliyle sonsuz kadar bağışlayıp sevemedikçe; aydınlanma; maddesel Alemin yeni bir din “fantezi” olmaktan ileri gidemeyecek.” Bağışlamak; sürekli acı ve kederi deneyimleyeceği durumları yarattığı ve duygu besini olarak bu duygulara kendisini bağımlı hale getirdiği için, bağımlılıklarından, korkularında ve nice sefil ve çaresiz durumları üreten duygularından vazgeçemediği için; öncelikle kendisini suçlamayı bırakarak özgür kılmasıdır. Kendini sevmek; kendine şefkat duyarak her An’da kendini kendinde bağışlayarak; dilediğin gibi yaşamak ve Ol’mak için kendine izin vermek ve ne isen O Ol’maya gayret etmektir. Kendine dünya veya ahret mali mülkü şanı payesi unvanı mekanı zamanı ve bilgisi için ihanet içinde olmamaktır. Yüreğinde yaşamak istediklerinden vazgeçmemektir.
EYLEMDE SEVGİ OL'MAK
ÖZGÜR İRADE İLE Eylemdeki sevgi Ol’duğumuzda; Alemler yüreğimizde birleşmeye başlar. Tıpkı bir sis bulutu gibi ikilik dağılır. Görüş tekleşir. Görüşün Tek’leşmesi aradaki bağlantıları ve Bir’liği belirli süreklilikte ve yoğunlukta hissetmeniz anlamına gelir. Kim ki; Yaradan’ın insana nasıl bir kaderi (Kendinin Sorumluluğu) armağan ettiğini hissedilebilseydi; idrakin ışığından; sevgiden ve aşktan Ruhu kamaşırdı. Ve elinde neyi var neyi yok hepsini de bırakıp yalın ayak başı kabak Yol’a düşerek Eylemdeki Sevgi Ol’urdu.
RUH DURUŞU; Asalettir
Asalet; Vaad edilen kaderini gerçekleştirmeyi kimsenin eline bırakmamaktır. Kimseden medet ummamaktır. Kaderini gerçekleştirme cesaretidir. Zekasıdır
SEVMEK VAR OL'MAKTIR
Sevgi Ol’mak; Sevgide Ol’mak; Sevgiden Ol’mak basitçe; Var Ol’maktır. Var Ol’uş; O’nun; kendini kendinde bilme ve kendini her şeyde sonsuz kez sevme Arzusudur. Hayat; O’nun -Görünüşe- çıkmış “Var” Ol’uşudur. Varoluş O’nun; Sonsuz Şimdideki “Varlık” Ol’ma Neşesidir. Tek’likten çokluğa çıkışta O’na Ol’Andır.
Evrensel İnsan
Evrensel İnsanlar, dünyada yeni birlik anlayışının temelini oluşturacak İnsanlık Medeniyetinin ölümsüz “Ataları”dır.
Efendi ÖZGÜR OL'Andır
Özgürlük; Kendinin Sorumluluğudur. Herşeye ve herkese rağmen "kalbin Kanunlarını" Sevgiyi Aşkı bu dünyada gerçek kılmaktır. Sevgiyi yaşamı ve canı aziz tutmaktır.
SU DAMLASIYIZ OKYANUSTA
DAMLA VE OKYANUS: Sen Bir Okyanussun, Ben ise Bir damla, Aşkın Bahçesinden, Damıttığın,, Gözyaşın gibiyim, An be An, Damlıyorum, Okyanus Ol’An Sana, Nilgün Nart 14.02.2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder